CAN YANIYOR, CANIMIZ YANIYOR…

CAN YANIYOR, CANIMIZ YANIYOR…


CAN YANIYOR, CANIMIZ YANIYOR…

“Nereden gelirse gelsin; dağlardan, kuşlardan, denizden, insandan, hayvandan, ottan, böcekten, çiçekten, gelsin de nereden gelirse gelsin! “Bir “hişt hişt! “ gelmedi mi fena.

İnancımızda insanın doğa ile olan ilişkisi onun varlık koşulları arasında en önceliklisidir. Alevilik; doğada yaşam bulan, yaşamını doğa içindeki tüm varlıkların birbiriyle olan uyumuyla kutsayan tek inançtır.

SAYGI VE SORUMLULUK NE KADAR DEĞERLİ BİLİYOR MUSUNUZ ?

Doğaya ve tüm canlılara olan aşkımızı somut tasvir ederek türkülerimizde, deyişlerimizde ve sanatın diğer tüm dallarında sözlü olarak aktarıyoruz ve düşünün ki binlerce kitapta anlatılmak istenen bir şeyi tek kelamda anlatabilecek kadar AŞIĞIZ doğaya. İşte bu saygı ve sorumluluktur.

Motifler ve sembollerde saklanmış inancımızın iletişimi ya bir dağ, ya bir taş ya da bir turnadır..

Dökülen sütün suya dönüşmesiyle oluşan kutsal Munzur’dur.

Evimizin en güzel köşesinde

duran ve elimize aldığımızda niyaz ettiğimiz saz bir ağaç dalıdır..

“Dostun bir tek gülü yaralar beni” diyen Pir Sultanın nasihatidir..

Ve en önemlisi;

ŞAH HÜSEYİN’İN DAVASINI BAKİ KILAN BİR AVUÇ SU DEĞİL MİDİR ?

Evet sevgili canlar; kültürel çöküş ve toplumsal bunalımların altında yatan tek şey doğaya ve canlılara karşı duyulan kin ve öfkedir. Bu öfke kapitalizmdir, doğaya hakim olan insan anlayışıdır.

Bakınız son yirmi dört saatte sebebi tam olarak bilinmeyen ve doğal etkenler sözüyle geçiştirilen yangınlarda doğa ve canlılar yanarak yok oluyor.

Yani “CANIMIZ YANIYOR”…

GADEV (Garip Dede Dergahı Vakfı) Yönetim Kurulu adına Başkan Celal Fırat

Celal Fırat

DUYURULAR kategorisi diğer paylaşımlar...